Siz kıymetli misafirlerimizle saat 04:30`da İzmir Havalimanında Sun Expres Havayolları önünde buluşuyor ve saat 06:00`da kalkacak olan Diyarbakır uçağı için C.IN işlemlerimizi yapıyoruz.( İzmir havalimanı transferini bizimle yapacak olan misafirlerimizi saat 03:15`de Kuşadası Tours Ofis Önünden ; 03:30 da da Söke tren garı arkası Tariş Market önünden alıyoruz ). Saat 08:00`de Diyarbakır Havalimanına iniş yapacak uçağımızdan inerek valizlerimizi aldıktan sonra Diyarbakır`da havalimanında bizi bekleyen aracımızla buluşup Hasan Paşa Hanına doğru gidiyoruz. Osmanlı Dönemi Valilerinden Vezirzade Hasan Paşa tarafından 1573 yılında yaptırılmıştır. Avlulu, iki katlı olarak inşa edilmiştir. Avlunun ortasında sütunlu ve üstü kubbeli bir şadırvan bulunmaktadır. Burada alacağımız kahvaltımızın ardından Ulu Camiye geçiyoruz.Anadolu`nun en eski camisi olan Diyarbakır Ulu Cami, Diyarbakır Kalesi`nin surları üzerinde Harput Kapısı ile Mardin Kapısı`nı birleştiren eksenin batısında yer alıyor.Cami, 639 yılında Diyarbakır`a egemen olan müslüman Araplar tarafından şehrin merkezindeki en büyük mabedin (Martoma Kilisesi) camiye çevrilmesiyle oluşturulmuş.Daha sonra 1091 yılında Büyük Selçuklu Hükümdarı Melikşah`ın buyruğu ile büyük bir onarım görmüş, değişik dönemlerde birçok kez onarım ve eklentilerle bugünkü şeklini almış . Gerçekten görülmeye değer olan cami de güneş saatini de görüp bilgi aldıktan sonra Cahit Sıtki Tarancı Evine geçiyoruz.Ünlü şairimiz Cahit Sıtkı Tarancı`nın doğduğu ve çocukluk yıllarını geçirdiği ev, 1733 yılında inşa edilmiştir. Diyarbakır`ın geleneksel konut mimarisinin tüm özelliklerini taşıyan, merkezi bir avlu etrafında sıralanmış dört kanattan oluşan ev zemin artı bir katlı olarak tamamen bazalt taş kullanılarak inşa edilmiştir. Hem ünlü şairimizin , hemde yöresel bir evi gördükten sonra Diyarbakır`ın sembollerinden olan Dört Ayaklı Minare`ye geçiyoruz.Diyarbakır Suriçinde bulunan ve halk tarafından "Dört Ayaklı Minare" olarak bilinen Şeyh Mutahhar ya da Şeyh Matar Camii`nin 4 ayaklı minaresi, görenleri hayretler içinde bırakıyor.Burada fotoğraflarımızı çekilip , dileklerimizi diledikten sonra alacağımız serbest zamanda alışverişlerimizi de yapabiliyoruz. Serbest zamanın ardından aracımızla buluşup meşhur Diyarbakır surlarını gördükten sonra, aracımızla buluşarak Hasankeyf`e hareket ediyoruz. Hasankeyf, Batman`a bağlı olan, iki yakasını Dicle`nin ayırdığı tarihi bir ilçedir. İlçenin tarihi, 12.000 yıl öncesine kadar gitmektedir. 1981`de doğal koruma alanı ilan edilmiştir.Kuzeyden güneye kıvrılıp giden Dicle Nehri üzerinde yer alması ve o günlerde ticaretin önemli bir kısmının nehir yoluyla yapılması nedeniyle Hasankeyf, ticari ve ekonomik olarak da gelişti.Kayalara oyulmuş konutları nedeniyle, Süryânice Kifo (kaya) kelimesinden türetilmiş Kifos ve Cepha / Ciphas isimleriyle bahsedilen şehir "Mağralar Şehri" ya da "Kayalar Kenti" anlamına Arapça ve "Hısnı Keyfa" denilmiştir. "Hısn-ı keyfa" adı Osmanlılar zamanında Hısnıkeyf, halk arasında da Hasankeyf şekline dönüşmüştür. Şimdi baraj gölü içerisinde bulunan Hasankey i görüp Midyat`a geçiyoruz. Konuk Evini gezip , Midyat sokaklarında süryani şarabı , parfüm , telkari gümüş gibi alışverişlerimizi yaptıkdan sonra akşam yemeği ve konaklama için Mardin deki otelimize hareket ediyoruz.
Yorumlar